Günümüz koşullarında bilgi, teknoloji ve iletişim alanında yaşanan büyük gelişmeler toplumları kıyasıya bir rekabete ve her geçen gün yeni gelişmelerin yaşandığı ekonomik bir yarış içerisine sürüklemektedir. Dünya ticaretinin küreselleşmesi, rekabetin kapsam ve sınırlarını genişletmiş, yarışa katılanların sayısı giderek artmıştır. Üstelik bu yarışa katılanlar her geçen gün daha üstün nitelikli olmaktadır. Müşteriler artık daha bilinçli, daha bilgili hale gelmiş ve müşteri beklentileri en üst seviyeye ulaşmıştır. Artık müşteri beklentilerini karşılamak yeterli olmamakta müşteri beklentilerinin de ötesine geçmek gerekmektedir. Değişim hızı artmış, özellikle teknoloji alanında yaşanan gelişmeler önceden hayal bile edilemeyen uygulamaları mümkün kılmıştır. Artık değişime ve değişim hızına ayak uyduramayan kuruluşların ayakta kalabilmesi çok zordur. İşletmelerin ayakta kalabilmeleri ancak tüm sektörlerde müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun mal üretiminin veya hizmetin sağlanmasıyla gerçekleşebilecektir. Bu sebeple, kuruluşlarda, tasarım aşamasından başlayarak üretim, pazarlama ve satış sonrası hizmetlere kadar tüm aşamaları kapsayan ve sürekli iyileşmeyi hedefleyen Kalite Yönetim Sistemi’nin uygulanması olmazsa olmaz bir şart olmuştur. ISO 9000 Kalite Sistem Standartları, yayımlandığı tarihten (1987) itibaren en fazla ilgi gören ve uygulama alanı bulan milletlerarası standartlar haline gelmiştir. ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi Standartları Serisi, etkili bir yönetim sisteminin nasıl kurulabileceğini, dokümante edilebileceğini ve sürdürebileceğini göz önüne sermektedir.

ISO 9000 Kalite Standartları Serisi, organizasyonların müşteri memnuniyetinin artırılmasına yönelik olarak Kalite Yönetim Sistemi’nin kurulması ve geliştirilmesi konusunda rehberlik eden ve Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından yayımlanmış olan bir standartlar bütünüdür. ISO 9001 ise Kalite Yönetim Sistemi’nin kurulması esnasında uygulanması gereken şartları tanımlayan ve belgelendirmeye esas teşkil eden standarttır. Bununla birlikte, Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO)’nun yayımlamış olduğu kılavuz standartlar da vardır. ISO 9001 ve kılavuz standartlar, ISO 9000 serisi olarak adlandırılmaktadır. Aşağıda verilen ISO 9000 standart serisi, her tip ve büyüklükteki kuruluşun etkin bir Kalite Yönetim Sistemi oluşturması ve uygulaması için geliştirilmiştir.

  • ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemleri – Temel Esaslar, Terimler ve Tarifler: ISO 9000 Standardı, kalite yönetim sistemlerinin temel esaslarını açıklar ve kalite yönetim sistemleri terminolojisini tanımlar. Bir nevi sözlük mahiyetindedir.
  • ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemleri – Şartlar: ISO 9001 Standardı, bir kuruluşun müşteri şartlarını ve uygulanabilir mevzuat şartlarını karşılayan ürünleri sağlama yeteneği olduğunu kanıtlaması gerektiğinde ve müşteri memnuniyetini artırmayı amaçladığında uyacağı kalite yönetim sisteminin şartlarını belirtir. Belgelendirmesi yapılan standarttır.
  • ISO 9004 Kalite Yönetim Sistemleri – Performans İyileştirilmeleri İçin Kılavuz: ISO 9004 Standardı, kalite yönetim sisteminin etkinliğini ve verimliliğini dikkate alarak, kılavuzluk bilgilerini sağlar. Bu standardın amacı, kuruluşun performansının iyileştirilmesi ve müşteriler ile diğer ilgili tarafların memnuniyetinin sağlanmasıdır.

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, müşteri beklentileri, ihtiyaçları ve mevzuat şartlarını karşılama yolu ile müşteri memnuniyetinin artırılmasını öngören dünyaca kabul görmüş bir kalite yönetimi sistemi biçimidir. Kuruluşun organizasyonel yapısından müşterilerinin memnuniyet seviyesine, toplanan verilerin analiz edilmesinden süreçlerin etkin yönetimine, iç denetimlerden ürün tasarımına, satın almadan satışa kadar pek çok noktada Kalite Yönetim Sistemi koşullarını belirler. ISO 9001 Standardı, esas olarak bir kontrol mekanizmasıdır. Bu standardın amacı, hata ve kusurları azaltmak, ortadan kaldırmak ve daha önemlisi oluşabilecek hata ve kusurları önlemektir. Standart, direk olarak ürün ve hizmet kalitesiyle ilgili değil, yönetim sisteminin kalitesi ile ilgilidir. Buradaki temel varsayım, etkin bir Kalite Yönetim Sistemi oluşturulması ve uygulanması halinde müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli ürün ve hizmetler üretileceğidir.

ISO 9001 Standardı, zorlayıcı değildir ve genel şartlar içerir. Büyük ya da küçük ölçekli ayrımı olmaksızın her sektör için uygulanabilmektedir. Doğru anlaşılıp, doğru uygulandığında güçlü bir yönetim sistemini temsil eder.

ISO 9001 Standardı, Kalite Yönetim Sistemi’nin nasıl oluşturulacağını tamamen kuruluşlara bırakmıştır. Yapılması gereken “standart” bir Kalite Yönetim Sistemi değil, standardın şartlarını karşılayan bir Kalite Yönetim Sistemi oluşturmaktır.

Sonuç olarak;

  • Etkin bir kalite yönetim sistemi için minimum şartları belirtir.
  • Şartları geneldir, ölçek fark etmeksizin her sektör için uygulanabilir.
  • Neyin yapılacağını söyler, nasıl yapılacağını değil.

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • Müşteri ilişkilerine odaklanan kuruluştaki müşteri şikayetleri azalır, müşteri memnuniyeti ve bağlılığı daha da artar.
  • Müşteri istek ve beklentilerini ön planda tutarak, daha iyi ürün tasarımı sağlar.
  • İyi tasarım ve planlama, işlem maliyetlerini azaltır.
  • Kalite problemlerinden kaynaklanan kalitesizlik maliyetlerini minimuma indirir.
  • Faaliyetlerin daha iyi planlanması, sorunların daha hızlı çözülmesi ile etkin bir yönetim sağlanmış olur.
  • Bu şekilde yönetim, tüm boyutlarıyla işletmesini daha net kontrol altında tutar, daha sağlıklı kararlar verir.
  • Tüm sorunlar sistematik şekilde analiz edileceğinden, işletmede sürekli bir gelişme olur.
  • Çalışanların faaliyetlere katılımı sağlanır, motivasyon ve çalışma heyecanları artar.
  • Her alanda sürekli iyileştirme ile kalifiye eleman oranı artar.
  • Departmanlar arası problemlerin çözümünde sistematik yaklaşım, verimliliği artırır.
  • Süreçler ve fonksiyonlar arasındaki tanımlanmış işleyiş, organizasyon içinde sağlıklı bilgi akışı sağlar.
  • Kuruluşun kalite imajı güçlenir, müşterilerin güveni artar.
  • Yeni pazarlara açılma imkanı sağlayarak, rakipler ile olan farkı artırır.
  • Sistematik ve yönetsel bir altyapı kurarak kurumsallaşma yolunda bir adım daha ileriye gidilmesini sağlar.
  • Kurumsal kimlik, istikrarı da beraberinde getirir.

ISO 9001 Standardı’nı Kimler Kullanabilir/Uygulayabilir?
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Standardı’nın bütün gereklilikleri genel olup, tiplerine, büyüklüklerine ve sağladıkları ürün veya hizmetlere bakılmaksızın bütün kuruluşlara uygulanabilir olması amaçlanmıştır. Bu sebeple sürekli iyileştirmeyi amaç edinmiş, etkin bir Kalite Yönetim Sistemi oluşturmak isteyen tüm kuruluşlarca uygulanabilir. Bu konuda sektör veya ölçek olarak bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Günümüz iş dünyasında yaygınlaşan ticaret, aynı sektördeki kuruluşların sayısının artması buna bağlı olarak da müşteri beklentilerinin artması ve değişmesi işletmelerin işlerinin zorlaşmasına sebep olmuş, müşteri kavramını daha da önemli kılmıştır. İşletmelerin devamlılığını sağlayabilmeleri, bulunduğu sektörde ayakta durabilmeleri, marka oluşturmaları, marka değerlerini korumaları ve marka değerini yükseltme hedefleri ve bu hedeflere ulaşabilmeleri mevcut müşterilerini elinde tutmak ve yeni müşteriler edinmekle mümkün olmakta bu da mutlak müşteri memnuniyetinden geçmektedir.

Müşteri memnuniyetini, müşterilerin beklentileri karşılığında mal ve hizmetten sağladığı fayda olarak tanımlayabiliriz. ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, şirketin potansiyel müşterileri ile daha karlı ve uzun dönemli ilişkiler kurulması ve bu ilişkileri geliştirmesini sağlayan bir yönetim yaklaşımıdır. Bu standart, öncelikle geri bildirime (şikâyetler dâhil) açık olan müşteri odaklı bir ortamın oluşturulması, alınan her bir şikâyetin çözüme ulaştırılması ve müşteri hizmetinin iyileştirilmesi ile ilgili yönetim taahhütlerinin yerine getirilmesini öngörmektedir.

ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • Müşterilerden gelen geri bildirimler doğrultusunda nasıl bir yol izleneceğini gösterir.
  • Müşteri şikâyetleri konusunda çalışanların bilinç ve dikkatlerini geliştirir.
  • Müşterinin önemsendiğini gösterir.
  • Müşteri memnuniyeti sağlar.
  • Şikâyetlerin tekrarını engelleyerek çözüm olanakları sunar.
  • Kuruluşun itibarını arttırır.
  • Müşterileri elde tutma maliyetlerini azaltır.

ISO 10002 Standardı’nı Kimler Kullanabilir/Uygulayabilir?
ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Standardı, müşterilerini memnun etmeyi onlara beklentilerinin ötesinde hizmet vermeyi isteyen, ister özel kuruluş, ister kamu kuruluşu veya gönüllülük esasına dayalı sektörler olsun her tür ve boyuttan işletmenin uygulayabileceği bir standarttır.

Bir kuruluşun faaliyetlerini içinde yürüttüğü; hava, su, toprak, doğal kaynaklar, bitki topluluğu (flora), hayvan topluluğu (fauna) ile insanları da ihtiva eden ortam ve bunun arasındaki ilişkiye “çevre” denilmektedir. İnsanın içinde bulunduğu ve birlikte yaşadığı bu çevrenin, gelişen teknoloji ve sanayi sonucunda giderek yok olduğu göz ardı edilemez bir gerçektir. Artan dünya nüfusu, teknolojinin baş döndürücü gelişim ve ilerleme hızı, yaşam alanlarındaki daralma, doğal çevrenin tahribatı, gürültü, hatalı uygulamalar, bilgi eksikliği ve eklenebilecek birçok nedenle çevre kirliliği, son yıllarda insan yaşamını ve yaşam kalitesini tehdit eden en önemli sorunlardan birisidir.

20 inci yüzyılın ikinci yarısından itibaren insanlığı tehdit eden problemlerden birisi haline gelen çevre sorunları ve kirliliği, sanayileşmenin sonucunda iyice hissedilir hale gelmiştir. Önceleri sadece kirlenme olarak algılanan ve uluslararası boyut kazanmadan yerel özellik taşıyan çevre sorunları, gün geçtikçe hızla çoğalmış, yerellikten kurtulup tüm dünyanın sorunu olmuştur. İşte bu noktada insanlığın çevreye verdiği zararı azaltmak için çevre standartları, çevreye yönelik ulusal ve uluslararası yasal mevzuatlar uygulamaya alınmıştır. Bu kapsamda çevrenin korunmasına yönelik olarak Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından yayımlanan standart serisine ISO 14000 serisi denilmektedir.

ISO 14000 serisi standartları, özünde, doğal kaynak kullanımının azaltılması, toprağa, suya, havaya verilen zararların minimum düzeye indirilmesini amaçlayan standartlar bütünüdür. Bunu da çevre performansının izlenmesi ve sürekli iyileştirilmesi temeline dayandırmakta ve çevre faktörlerine ilişkin olarak ilgili mevzuat ve kanunlar tarafından tanımlanmış koşullara uymayı şart koşmaktadır.

ISO 14000 serisi içinde belgelendirilmesi yapılan standart ISO 14001 Standardı’dır. ISO 14001, ürünün hammaddeden başlayarak müşteriye sunulmasına kadar olan süreçte çevresel faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin gerekli önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zararın en aza indirilmesi için kılavuzluk yapan bir standarttır. ISO 14001, işletmelerin çevreye verdikleri veya verebilecekleri zararların sistematik bir şekilde azaltılması, mümkün olduğu durumlarda ortadan kaldırılması için geliştirilen bir yönetim sistemidir.

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Standardı ve ilgili standartlar serisi, hazırlanışı itibarı ile tüm ülkelerde yürürlükte olan çevre yasaları ve uygulamaya yönelik yönetmelikler ile uyumlu bir yapıda olduğundan, uygulamalar genel olarak mevzuat şartlarının getirdiği yükümlülüklerin karşılanması ile paralellik gösterir ve uygulamaların bir sistem dahilinde gerçekleştirilmesi için zemin oluşturur. ISO 14000 standart serisi, birçok standart içermektedir. Bu standartlar içerisinde en önemlileri ve bilinenleri:

  • ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri – Şartlar ve Kullanım Kılavuzu
  • ISO 14004 Çevre Yönetim Sistemleri – Prensipler, Sistemler ve Destekleyici Tekniklere Dair Genel Kılavuz
  • ISO 14020 Çevre Etiketleri ve Beyanları – Genel Prensipler
  • ISO 14031 Çevre Yönetimi – Çevre Performans Değerlendirilmesi – Kılavuz
  • ISO 14040 Çevre Yönetimi – Hayat Boyu Değerlendirme – İlkeler ve Çerçeve

Sonuç olarak;

  • ISO 14001 Standardı, çevreye verilen zararın en aza indirilmesi için oluşturulmuş bir standarttır.
  • ISO 14001 uygulamaları, genel olarak mevzuat yükümlülüklerin karşılanması ile paralellik gösterir.
  • ISO 14001, bir ürün standardı değildir, ne üretildiği ile değil nasıl üretildiği ile ilgilenir.
  • Sektör ve ölçek gözetmeksizin her işletmeye uygulanabilen ve gönüllük esasına dayalı bir yönetim sistemidir.

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • Ulusal ve uluslararası yasal mevzuatlara uyum sağlanır.
  • İzin ve yetki belgelerinin alınmasını kolaylaştırır.
  • Ulusal ve uluslararası alanda itibar kazandırır.
  • Çevre etkilerinden kaynaklanan maliyetler düşer.
  • Doğal kaynakların etkin kullanımı sonucunda masraflar azalır verimlilik artar.
  • Müşteriye, çevre yönetimi için bir yükümlülük altına girildiği güvencesinin verilmesiyle, müşteri güveni artar.
  • Mesuliyetle sonuçlanan olayları azaltır dolayısıyla mali sorumluluk sigortası maliyetlerini düşürme potansiyeli sağlar.
  • Şirket faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik, kaynaktan başlayarak kontrol altına alınır ve kirlenme azaltılır.
  • Potansiyel tehlike durumlarının belirlenmesi sayesinde acil durum ve kazalara karşı hazırlıklı olunduğundan kayıpla sonuçlanan olaylarda azalma görülür.
  • İşyeri kalitesinin dolayısıyla işçi moralinin yükselmesi sağlanır ve işletmeye bağlılık artar.
  • Personele verilen eğitimler sayesinde çalışanlarda çevre bilincinin artması sağlanır.
  • Yeşil üretim süreçlerinin önemli olduğu pazarlara girmeyi kolaylaştırır.

ISO 14001 Standardı’nı Kimler Kullanabilir/Uygulayabilir?
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Standardı, uluslararası ve ulusal piyasada kendine saygın bir yer tutmak isteyen kuruluşlar için neredeyse bir ürün ve hizmet pasaportu gibi algılanmaya başlamıştır. Standardı, başta endüstriyel kuruluşlar ve kamu kuruluşları olmak üzere, ürün ve hizmet sağlayan tüm kuruluşlar ve üreticiler uygulayabilir.

Sağlıklı ve güvenli gıdaların üretimi ve temini, sağlıklı beslenmenin en temel ve vazgeçilmez unsurudur. Bu amaçla günümüzde üreticiler, işleyiciler, taşıyıcılar, toptan ve perakende satış kuruluşlarının dahil olduğu çeşitli gruplar, akademisyenler ve resmi makamlar tarafından çeşitli kontrol yöntemleri ve yaklaşımları geliştirilmiştir. Eski yaklaşımlarda güvenli gıda üretiminin gerçekleştirilmesi için alınan önlemlerin genellikle son üründeki kontroller temelinde değerlendirildiği görülmektedir. Son ürünlerde yapılan kontrol uygulamaları, ürünün son halinde mevcut hataları ve tehlikeleri göstermektedir.

Günümüzde güvenli gıda üretimi için hammaddeler, katkılar, yardımcı diğer maddeler ve ambalaj malzemelerinin üretiminden başlayarak tedarikçilerin seçimi ve değerlendirmesini, işletmeye kabulünü, üretim aşamalarını, son muhafaza ve sevkiyat dahil olmak üzere kontrol altında tutan bir yaklaşımın gerekliliği ortaya çıkmıştır. HACCP (Hazard Analysis and Critical Control Points – Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları) Sistemi bu yaklaşımlardan birisidir. Çeşitli ülkelerin ilgili resmi organları ve ulusal standart kuruluşları HACCP Sistemi’ne yönelik önemli düzenlemelere gitmişler ve standartlar yayımlamışlardır. HACCP kavramının ortaya çıkışının 30 yıldan fazla bir geçmişe sahip olmasına ve kavramın uluslararası geçerliliğinin bulunmasına rağmen, bu zaman zarfında HACCP Sistemi için dünyaca kabul görecek ortak ve kapsamlı bir standart oluşturulamamıştır.

Uluslararası piyasalarda ise, hemen her ülkenin gıda güvenliği ile ilgili standardının bulunması ve diğer ülkelerin birbirlerine uyum sağlamasındaki zorluk ve isteksizlik ise bu konuda uluslararası bir standardın hazırlanarak yayımlanması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla, Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) bünyesindeki çalışma gruplarından birisi olan TC 34 tarafından, ISO 22000 Standardı hazırlanmaya başlanmış, ilgili standart “ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri – Gıda Zincirindeki Tüm Kuruluşlar İçin Şartlar” adı ile uluslararası bir standart olarak 1 Eylül 2005 tarihinde yayımlanmıştır.

ISO 22000, Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’nin kurulması esnasında uygulanması gereken şartları tanımlayan ve belgelendirilmesi yapılan standart olmakla birlikte, yayımlanmış olan kılavuz standartlar da vardır ve bunların tamamı ISO 22000 serisi olarak adlandırılmaktadır. ISO 22000 serisinde çok sayıda standart bulunmakla beraber bunlardan ISO/TS 22004, ISO 22000’in uygulama rehberi niteliğindedir. ISO 22000 Standardı, bazı kişilerce aktarıldığı gibi, ISO 9001‘in gıda sanayine yönelik uygulamalarını aktaran bir standart değildir. Bununla birlikte, ISO 22000, ISO 9001 ve ISO 14001 ile uyumlu, entegre sistem kurma çalışması için de oldukça idealdir ve HACCP kavramını tamamen kapsayan bir gıda güvenliği standardıdır.

ISO 22000 Standardı’nın temel yaklaşımı, tüketicinin gıda kaynaklı hastalıklara maruz kalmaması için geliştirilmiş, gıda zinciri içerisindeki tüm prosesleri altyapı, personel ve ekipman gibi tüm etkileyenleriyle birlikte kontrol altında tutan önleyici bir sistemin kuruluşlarda uygulanmasıdır. Kuruluşlarda Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi uygulamaları üretim kontrolü, ürün kontrolü, ekipman kontrolü; bakım ve genel hijyen uygulamaları; personel ve ziyaretçi hijyeni; taşıma, depolama, ürün bilgisi; eğitim, tedarikçi seçimi ve değerlendirmesi; eğitim, iletişim ve benzeri konuları kapsamaktadır.

Üründe proses (süreç) hatalarından kaynaklanabilen, tolere edilemeyecek risklerin odaklarını belirleyen, ürün kalitesini ve tüketici sağlığını güvenceye alan sistem temel hedeftir. Ürün, tasarım, üretim ve kalite kontrolde gıda güvenliği denetimleri, potansiyel tehlikeyi belirleyici ve çözümleyici rol oynamaktadır. Temelde ISO 22000 sadece gıda güvenliğini değil, duyusal ve besleyici kalitedeki artışı da sağlayıcı rol oynarken endüstriyel üretimde, servis ve hizmet uygulamalarında da kalite güvencesinin de temel ve vazgeçilmez bir parçasını oluşturmaktadır. Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’nde üretim ve sonrasında herkese sorumluluk verilmekte ve daha çok katılım ile iyi bir motivasyon sağlanmaktadır. Ayrıca kaynaklar daha etkin kullanılıp, kayıplar azaltılarak verimlilik artırılmakta ve işletme toplam kalite sistemine doğru yönelebilmektedir.

Gıda endüstrisinde her birim kendi kontrolü altında iken gıda güvenliğini sağlayacak koşulları gerçekleştirmelidir. Ön gereksinim programları (Prerequisite Programmes-PRPs), Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’nin sağlam temellere oturmasını sağlayan programlardır. Geleneksel olarak GMP, GHP, GLP, GAP ve benzer diğer kavramlar çerçevesinde gerçekleştirilen bu koşullar ve uygulamaları, günümüzde etkin HACCP planlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında, güvenilir gıda üretiminde ön gereksinim olarak kabul edilmektedir. Ön gereksinim programları, güvenli gıda üretimindeki temel çevresel ve üretim koşullarının kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Yaygın olarak kullanılan bazı ön gereksinim programları GMP, GHP, GAP olarak sıralanabilir.

Sonuç olarak;

  • Gıda güvenliği, tüketim noktasında gıdadan kaynaklanan tehlikelerin varlığı ve seviyeleri ile ilgilidir. Gıda güvenliği tehlikeleri gıda zincirinin herhangi bir aşamasında ortaya çıkabileceğinden, gıda zincirinde yeterli kontrol temel zorunluluktur. Bu nedenle gıda güvenliği, gıda zincirinde yer alan tüm tarafların ortak sorumluluğudur.
  • Gıda tedarikinde hatalar ihlallere, kötü şöhrete, yetersiz beslenmeye, kalitesiz ürüne, kazancın azalmasına, insanların acı çekmesine, ölüme neden olabilir.
  • ISO 22000, gıda zincirindeki zayıf halkaları ortadan kaldırarak gıda kaynaklı tehlikeleri en aza indirgeyip gıda zincirinin güvenliğinin bütünlüğünü sağlar.
  • ISO 22000, sistemin benimsendiği ve uygulandığı gıda işleyiciliği, üretimi, depolama, gıda ve gıda ürünleri dağıtımında yer alanlar için bilimsel bir anlam ifade etmektedir.
  • Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi için ISO 22000’in amacı gıda güvenliği ve emniyetini sağlamaktır.
  • ISO 22000 kendi başına veya ISO 9001 gibi diğer yönetim sistemi standartlarıyla kombine olarak uygulanabilir.

ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • Daha etkili ve dinamik gıda güvenliği tehlike kontrolü sağlar.
  • Gıda kaynaklı hastalıkların azaltılmasını sağlar.
  • Müşteri sadakati ve memnuniyetini artırır.
  • Ön gereksinim programlarının sistematik yönetimi ve kontrolünü sağlar.
  • Ürün geri dönüşü gibi hususların engellenmesi ile kalitesizlik maliyetlerinde düşüş sağlar.
  • Gıda endüstrisi zincirinin tüm halkaları arasında iletişimin desteklenmesi ve organizasyonunu sağlar.
  • Kaynak optimizasyonu sağlar ve personel yeterliliğinde artış görülür.
  • Çalışma ortamının iyileşmesine katkıda bulunur.
  • Dokümantasyonun iyileştirilmesi ve izlenmesinde kolaylık sağlar.
  • Daha iyi planlama sağlar.
  • Resmi denetimlerde karşılaşılan sorunların en aza indirilmesini sağlar.
  • Kanunlara uyumluluğu sağlar.
  • Gıda güvenliğine gösterilen özenin müşterilere kanıtlanması ve pazar payının artırılmasına katkıda bulunur.
  • Tedarikçi olarak yurtdışı pazarlarda diğer kuruluşlarla uyum ve dış pazarda daha etkin pazarlama sağlar.
  • Ekonomik büyüme ve kalkınma için potansiyel artışı görülür.

ISO 22000 Standardı’nı Kimler Kullanabilir/Uygulayabilir?
ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı; aşağıdakiler de dahil olmak üzere, gıda zincirine doğrudan veya dolaylı biçimde dahil olan tüm kuruluşlar tarafından kullanılabilir:

  • Çiftlikler, balıkçılar ve süthaneler,
  • Et, balık ve gıda işletmeleri,
  • Ekmek, hububat, meşrubat, konserve ve dondurulmuş gıda üreticileri,
  • Restoranlar, ayaküstü büfeler, hızlı gıda zincirleri, hastaneler ile oteller ve seyyar gıda satıcıları,
  • Gıda muhafaza ve dağıtım şirketleri ile gıda işleme ekipmanlarını, gıda katkılarını, gıda hammaddelerini, ambalaj malzemelerini sağlayan firmalar ile sterilizasyon tesisleri.

Özetle, gıda endüstrisinde yer alan veya bu endüstri ile uzak-yakın teması bulunan her kurum ve kuruluşun; ISO 22000 Standardı’nın taleplerini kısmen ya da tamamen uygulaması gerekir.

ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Nedir?
Bilgi bir kurumun iş sürekliliğini sağlamasında en önemli değerlerinden birisidir. Birçok varlığın kaybedilmesi durumunda telafisi mümkün iken kaybedilen bilginin parasal bir karşılığı yoktur. Bu sebeple değişen ve gelişen günümüz koşullarında bilginin önemi ve korunması gerekliliği de giderek artmaktadır. Bilgi; yazı ile elektronik ortamlarda, sözle, çalışanların hafızalarında ve daha birçok biçimde kullanılabilir ve saklanabilir. Teknolojik gelişmeler sebebi ile de bu kullanım biçimlerinin birçoğu zamanla kullanılmayabilir ya da değişebilir. İşte bu değişim ve gelişimden dolayı sürekli olarak bilginin güvenliğinin sorgulanması ve kontrol edilmesi gerekmektedir. Bilgi güvenliği, bilginin gizliliğinin, bütünlüğünün, kullanılabilirliğinin korunmasıdır.

ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, kurumsal bilgi güvenliğinin sağlanmasında insanları, süreçleri ve bilgi sistemlerini içine alan ve üst yönetim tarafından desteklenen bir yönetim sistemidir. Bilgi varlıklarını korumak ve ilgili taraflara güven veren, yeterli ve orantılı güvenlik kontrollerini sağlamak için tasarlanmıştır. ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, kurumsal yapıyı, politikaları, planlama faaliyetlerini, sorumlulukları, uygulamaları, prosedürleri, prosesleri ve kaynakları içerir.

ISO 27001 Neden Gereklidir?
Bir kuruluşun sadece teknik önlemlerle bilgi güvenliğini ve iş sürekliliğini korumasının mümkün olmadığı, bunun yanı sıra BGYS gibi bir takım önlem ve denetimlerin sağlanması gerektiği konusu tüm dünyada kabul edilmiş bir yaklaşımdır. BGYS çerçevesinde oluşturulacak güvenlik politikalarına üst yönetim ve tüm çalışanların destek vermesi ve şekilde uygulaması gerekmektedir. Ayrıca işbirliğinde bulunulan tüm kişi ve kuruluşların da bu politikalara uygun davranması güvenliği artırıcı bir faktördür.

ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • Doğru, güvenilir ve geçerli bilgiler sağlar.
  • Fazladan iş yükü ve gereksiz zaman kaybının önüne geçer.
  • Riskleri minimize eder.
  • İş sürekliliği sağlar.
  • Bilgi varlıklarının gizliliğinin korunmasını sağlar.
  • Kuruluş genelinde, bilgi sistemleri ve zayıflıkların nasıl korunacağı konusundaki farkındalığı artırır.
  • Bilginin ve metotlarının doğruluğunun ve bütünlüğünün korunması, içeriğinin değişmemesi sağlanır.
  • Yasal tarafların zorunlu kıldığı kriterler sağlanmış olur.
  • Bilgi varlıklarına erişim korunur.
  • Kurumsal saygınlık korunur.
  • Rekabet avantajı sağlar.

ISO 27001 Kimi İlgilendirir?
ISO 27001, dünyanın hangi ülkesinden veya hangi sektörden olursa olsun büyük küçük tüm kuruluşlara uygundur. Bu standart, finans, sağlık, kamu ve bilgi teknolojileri sektörleri gibi büyük öneme sahip olduğu alanlarda özellikle gereklidir. ISO 27001, bilgi teknolojileri taşeron şirketleri gibi bilgiyi başkaları adına yöneten kuruluşlar için de oldukça önemlidir. Müşterilere bilgilerinin koruma altında olduğu güvencesini vermek için kullanılabilir.

ISO 27001 Alma Zorunluluğu Olan Sektörler Hangileridir?

  • Bilişim sektöründe faaliyet gösteren ve kamu ihalelerine giren yazılım, donanım ve entegratör firmalar
  • Elektronik Haberleşme Şebekesi sağlayan ve alt yapısını işleten firmalar
  • Görev Sözleşmesi imzalayan firmalar
  • İmtiyaz Sözleşmesi imzalayan firmalar
  • Uydu Haberleşme Hizmeti veren firmalar
  • Altyapı İşletmeciliği Hizmeti veren firmalar
  • Sabit Telefon hizmeti veren firmalar
  • GMPCS Mobil Telefon Hizmeti veren firmalar
  • Sanal Mobil Şebeke Hizmeti veren firmalar
  • İnternet Servis Sağlayıcıları
  • Hava Taşıtlarında GSM 1800 Mobil Telefon Hizmeti veren firmalar
  • E-fatura Özel Entegratör Yetkisi almak isteyen firmalar
  • Gümrük İşleri Kolaylaştırma Yetkisi almak isteyen ihracatçı firmalar

ISO/TS 16949 International Automotive Task Force (IATF) tarafından ISO/TC 176 temsilcileri ve otomotiv üreticilerinin ve Ticari Birliklerin uzmanlarının katılımı ile geliştirildi.

ISO 9001:2000 ile birlikte ISO/TS 16949:2002, otomotiv ile ilgili ürünlerin dizaynı/geliştirilmesi, üretimi, montajı ve servisi için konulan kalite sistem gerekliliklerini belirlemektedir. Buna ek olarak, araç üretici şirketleri tarafından ayrı olarak gerekli kılınan müşteriye özel gereklilikler de mevcuttur.

ISO/TS 16949:2002, Uluslararası Standartlaştırma Organizasyonu (ISO) ile bağlantılı olarak Uluslararası Otomotiv İş Gücü (IATF) tarafından geliştirilmiştir.
IATF; bir uluslararası araç üreticileri grubundan oluşmaktadır – BMW Group, DaimlerChrysler, Fiat, Ford Motor Şirketi, General Motors Corporation, PSA Peugeot-Citroen, Renault ve Volkswagen – bunun yani sıra ulusal ticaret birlikleri – AIAG (Amerika), VDA (Almanya), SMMT (Ingiltere), ANFIA (Italya) ve FIEV (Fransa). Japon araç üreticileri birliği JAMA da ISO/TS 16949:2002’nin geliştirilmesinde rol üstlenmistir, bu da Japon araç üreticilerinin gelecekte IATF’ye katilimının yolunu açmıştır.

OTOMOTİV YAN SANAYİ;

IATF Üyesi Araç Üretici Şirketleri, ISO/TS 16949:2002 uyarınca yan sanayi belgelendirme/uygunluk gerekliliklerini belirlemişlerdir.

Otomotiv yan sanayi zincirinde yer alan şirketler, belgelendirme için müşteri zaman-skalaları ile paralel doğrultuda ISO/TS 16949:2002’e geçis için çalışmalarını sürdürmektedirler.
Aşağıdaki Standartlara Dayanır :

ISO 9001 (International);
QS-9000 (Big Three – USA);
AVSQ (ANFIA – Italy);
EAQF (FIEV – France);
VDA 6.1 (VDA/QMC – Germany).

Bu standart

FORD GM
CHRYSLER BMW
PEUGEOT CİTROEN
AUDİ MERCEDES BENZ
GME OPEL FİAT
BOSCH RENAULT
VOLKSWAGEN
tarafından tanınmıştır.

ISO/TS 16949 SİSTEMİNİN YAPISI

26.Mart.2002 tarihinde yayınlanan 2. Revizyonu ile ISO9001:2000 standartları ile uyumlu hale getirilmiştir.

ISO/TS 16949 standardı ile,

  • otomotiv sektörünün bilgi birikimini bir araya toplamak
  • ürün kalitesini iyileştirmek
  • tedarikçi zincirini geliştirmek
    tüm sektörün aynı kalite sisteminde buluşmasını sağlamak
  • verimliliği arttırmak
  • ana sanayinin farklı denetim tipleri uygulamasını önlemek
  • sektörün nitelik ve kalite düzeyini arttırmak
  • tüketiciye daha güvenilir ürünler sunmak

Müşterilerin ve tüketicilerin, ürün ve hizmet almakta oldukları kuruluşlardan olan beklentileri giderek artış göstermektedir. Artık sadece kaliteli ürün veya hizmet sunmak yetmemekte, bunun yanı sıra kuruluşlardan sosyal sorumluluklarını da yerine getirmeleri beklenmektedir. Bu beklentiler, klasik “kalite” tanımlarının da geçerliliğini yitirmesine sebep olmuş; tanımlarda, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ifadeler geçmeye başlamış ve tanım, sosyal sorumlulukların eklenmesi ile birlikte genişletilmiştir. Artık “kalite” denilince, kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata ne derece uygun olduğu, ilgili taraflar için güvenli ve sağlıklı çalışma ortamını oluşturup oluşturmadığı ve bu ortamı sürekli iyileştirip iyileştirmediği de sorgulanmaktadır.

Çalışma ortamları, yapılan işlemlerden ve kullanılan, üretilen maddelerden kaynaklanarak, kişisel sağlık ve güvenlik riskleri oluşturan çeşitli ortam faktörleri ile doludur. Günlük yaşantımızın ortalama üçte birini geçirdiğimiz işyerlerimizde daha sağlıklı ve güvenli şekilde yaşamamız için alınması gereken tedbirlerde her çalışanın ve yöneticinin temel sorumluluğu bulunmaktadır. İnsana yaraşan bu güvenli ortamları sağlayabilmek ancak bu husustaki kuralları yaşam tarzı olarak benimsemekle sağlanabilir.

Çalışanlar için tüm yönleriyle sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulamaması, çalışma hayatının günümüzdeki en önemli sorunlarından biri durumundadır. Birçok ülkede, özellikle bizim gibi sanayileşme yolunda ilerleyen ve gelişmekte olan ülkelerde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir takım sorunlar ortaya çıkmakta, bu sorunlar çalışanların sağlığı yanında iş verimini de etkilemektedir. Hem üretim hem de hizmet sektörlerinde, işyerlerini çalışanlar için sağlıklı ve güvenli hale getirmek, kanunlarca zorunlu kılınmıştır. İşte tam bu noktada, Occupational Health and Safety Assessment Series ifadesinin baş harflerinin bir araya getirilmesi ile kısaltılan ve Britanya Standartları Enstitüsü (BSI) tarafından 1999 yılında yayımlanan OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı, bu zorunluluğu yerine getirmede yardımcı olabilecek, tetkik edilebilir ve uluslararası platformda kabul gören bir standart olarak karşımıza çıkmaktadır.

OHSAS 18001 her türde sektöre ve faaliyetleri tüm organizasyonlara uygulanabilen, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin kuruluşların genel stratejileri ile uyumlu olarak sistematik bir şekilde ele alınıp sürekli iyileştirme yaklaşımı çerçevesinde çözümlenmesi için kullanılan etkin bir araçtır. Bu standart yardımıyla iş sağlığı ve güvenliği risklerinin belirlendiği, analiz edildiği ve önlemlerle asgari seviyeye indirildiği, yasal mevzuata uyumlu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hedeflerin bulunduğu ve bunların gerçekleştirilmesi için uygulamaların hayata geçirildiği bir yönetim sistemi kurmak mümkündür. Bu sayede çalışanlar acil durumlara hazır, iş sağlığı ve güvenliği performansını izleyen, izleme sonuçlarını iyileştirme faaliyetlerini başlatmak için kullanan, faaliyetlerini denetleyen, yaptıklarını gözden geçiren ve dokümante eden bir kuruluşta iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine gereken önemi veren bir sistemin parçası olacaklardır.

OHSAS 18001’in temel amacı; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal mevzuatın ışığı altında, kuruluştaki söz konusu riskleri ortadan kaldırarak veya en aza indirerek, sağlıklı, güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak ve bu ortamı yönetmektir. Daha detaylı anlatmak gerekirse OHSAS 18001’in üç ana başlıkta toplayabileceğimiz amaçları şunlardır:

1) Çalışanları korumak: Çalışanları işyerinin olumsuz etkilerinden korumak, rahat ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak iş sağlığı ve güvenliğinin ilk amacıdır.
2) Üretim güvenliğini sağlamak: İş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle oluşabilecek iş gücü ve iş günü kayıplarının en aza indirilmesi, dolayısıyla iş veriminde artışın sağlanmasıyla üretimin (ürün ve/veya hizmet) korunması iş sağlığı ve güvenliğinin amaçlarından biridir.
3) İşletme güvenliğini sağlamak: Çalışma ortamlarında alınan tedbirlerle, işletmeyi tehlikeye sokabilecek yangın, patlama, makine arızaları ve devre dışı kalmaların ortadan kaldırılması işletme güvenliğini sağlayacaktır.

Birçok kuruluş, değişen yasalara uyum sağlamak ve iş güçlerini korumak amacıyla risk yönetimi stratejilerinin bir parçası olarak bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi uygulamaktadır. Bu sistem, kuruluşların tutarlı bir şekilde sağlık ve güvenlik risklerini tanımlamasına ve denetlemesine, kaza risklerinin azaltmasına, yasalara uyuma yardımcı olmasına ve genel performansı artırmasına olanak sağlayan bir çerçeve sunarak güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamını teşvik eder.

OHSAS 18001, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki gereklilikleri belirlemesi ile birlikte ayrıca kalite ve çevre standartları ile uyumlu uluslararası bir standarttır. Bu sebeple OHSAS 18001, diğer yönetim sistemlerine rahatlıkla entegre edilebilmektedir. OHSAS 18001, hem kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal mevzuata uyumlu olduğunu gösterirken hem de iş ortamının sürekli iyileştirilmesi sayesinde iş yerindeki üretkenliği ve verimi arttırmaktadır. OHSAS 18001, kuruluşların ürün ve hizmetlerinin güvenliğinden çok çalışanın sağlığına ve işin güvenliğine yönelik bir standarttır.

OHSAS serisinde iki temel standart bulunmaktadır. Bunlardan OHSAS 18001, değerlendirme ve belgelendirme amacıyla kullanılan, spesifikasyonların verildiği standarttır. OHSAS 18002 ise OHSAS 18001’in uygulama rehberi niteliğindedir.

Sonuç olarak;

  • OHSAS 18001, proaktif bir yaklaşımla, zararla sonuçlanabilecek olası tehlikelerin önceden tespitini ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflemektedir.
  • OHSAS 18001 uygulamaları, genel olarak mevzuat yükümlülüklerin karşılanması ile paralellik gösterir.
  • Sektör ve ölçek gözetmeksizin her işletmeye uygulanabilen ve gönüllük esasına dayalı bir yönetim sistemidir.

OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin Faydaları Nelerdir?

  • İş yerlerinde ölüme, hastalığa, yaralanmaya, hasara ve diğer kayıplara sebebiyet veren istenmeyen olayların büyük ölçüde engellenmesini sağlar.
  • İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını diğer faaliyetlere entegre ederek kaynakların korunmasını sağlar.
  • Sağlık ve güvenlik konularına verilen önemi dolayısıyla yönetimin taahhüdünün sağlandığını gösterir.
  • Kurumun itibarını arttırarak kamu gözünde güvenilir firma imajı kazandırır.
  • Çalışanların motivasyonunu ve katılımını arttırır, kuruma güven duymalarını sağlar, kuruluş değerlerine bağlılığa katkıda bulunur.
  • İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ulusal ve uluslararası şartlara ve yasalara uygunluğu gösterir.
  • İş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin kuruluş içerisinde sistematik olarak yayılımını sağlar.
  • Meslek hastalıkları ve kaza sayısında potansiyel düşüş sağlar, iş gücü kaybını önler.
  • Arıza süresi ve bunun yol açtığı maliyetlerde potansiyel düşüşe sebep olur.
  • Hem bugün hem de gelecekte sağlık ve güvenlik risklerinin daha iyi yönetilmesine imkan sağlar.
  • İş sağlığı güvence altına alınırken, müşteri taleplerine uygun ürünlerin sürekliliği sağlanarak müşteri memnuniyetine ve sadakatine katkıda bulunur.
  • Risk yönetimi ile muhtemel iş kazalarını kontrol altına alır. Önlem uygulamalarının açık bir biçimde tanımlanmasını ve bu faaliyetlerin yürütülmesini sağlar. Bunun sonucunda kazalar önlenmiş olur.
  • Kazalar ve hastalıklar nedeni ile üretimin durmasını, yavaşlamasını önleyerek, telafi giderlerinin ceza ve tazminatların azaltılmasını sağlar, işletme maliyetlerini düşürür.
  • Kuruluşun saygınlığının arttırılması suretiyle rekabette avantaj sağlar.
  • Çalışma ortamlarında alınan tedbirlerle, işletmeyi tehlikeye sokabilecek yangın, patlama, makine arızaları vb. durumların ortadan kaldırılması neticesinde işletme güvenliğini sağlar ve güvenlik kültürünü güçlendirir.
  • İş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle oluşabilecek iş ve iş gücü kayıplarını en aza indirerek, iş veriminde artışı ve maliyetlerin düşürülmesini sağlar.
  • Resmi makamlar önünde, kuruluşun iş güvenliğine olan duyarlılığını kanıtlar.
  • Diğer yönetim sistemi standartlarına entegre bir sistem kurulabilmesi avantajı ile doküman, çaba, sistem tasarrufu sağlar.

OHSAS 18001 Standardı’nı Kimler Kullanabilir/Uygulayabilir?
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı, iş yerinde çalışanlar, müşteriler ve halk için sağlık ve güvenlikle ilgili riskleri azaltmak, ortadan kaldırmak veya en aza indirmek üzere resmi bir prosedür uygulamayı isteyen her kuruluş tarafından benimsenebilir. Genel bir standart olduğundan her boyuttaki ve sektördeki kuruluşun ihtiyaçlarına cevap verebilir.

Avrupa Topluluğu ve mevzuatı kabul eden diğer ülkeler için Avrupa Uygunluk (Conformité Européenné) anlamına gelir.

Avrupa Birliği Komisyonları tarafından yayımlanan direktifler kapsamında birçok ürünün sağlık, güvenlik, emniyet konularında Avrupa Birliği Direktif ve Standartlarına uygunluğunun sağlanması ve bu sayede ürünün serbest dolaşımının mümkün hale gelmesi amaçlanmıştır.

CE İşareti, AB’nin, teknik mevzuat uyumunun sağlanması için, 1985 yılında benimsediği Yeni Yaklaşım Direktifleri ve Yönetmelikleri kapsamında yer alan ürünlerle ilgili olup ürünlerin AB’nin ilgili direktiflerindeki temel gereklere uygun olduğunu ve gerekli işlemlerden geçtiğini gösteren işarettir.

Bu direktif ve yönetmelikler ülkemiz tarafından 2002 yılından itibaren sırasıyla uygulamaya konulmuştur.

CE İşareti

CE İşareti / Belgesi Gerektiren Yeni Yaklaşım Direktifleri

  • 90/396/AT Gaz Yakan Cihazlar Yönetmeliği
  • 2000/9/AT İnsan Taşımak Üzere Tasarlanan Kablolu Taşıma Tesisatı Yönetmeliği
  • 89/106/AT Yapı Malzemeleri Yönetmeliği
  • 2004/108/AT Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmeliği
  • 94/9/AT Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik
  • 93/15/AT Sivil Kullanım Amaçlı Patlayıcı Maddelerin Belgelendirilmesi Piyasaya Arzı ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik
  • 95/16/AT Asansör Yönetmeliği
  • 2006/95/AT LVD Alçak Gerilim Yönetmeliği
  • 2006/42/AT Makine Emniyeti Yönetmeliği
  • 2004/22/AT Ölçü Aletleri Yönetmeliği
  • 93/42/AT Tıbbi Cihazlar Yönetmeliği
  • 92/42/AT Sıvı ve Gaz Yakıtlı Yeni Sıcak Su Kazanlarının Verimlilik Gereklerine Dair Yönetmelik
  • 90/384/AT Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği
  • 89/686/AT Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği
  • 97/23/AT Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği
  • 1999/5/AT Telsiz ve Telekomünikasyon Terminal Ekipmanları Yönetmeliği
  • 94/25/AT Gezi Tekneleri Yönetmeliği
  • 87/404/AT Basit Basınçlı Kaplar Yönetmeliği
  • 2009/48/AT Oyuncaklar Hakkında Yönetmelik

CE İşaretlemesi Çalışmalarında Kullanılan Modüller

Modüler Yapı

  ÜRÜN
 A  B  G  H
 C  D  E  F
 CE

A. Üretimin İç Kontrolü
B. Tip İncelemesi
C. Tipe Uygunluk
D. Üretim Kalite Güvencesi
E. Ürün Kalite Güvencesi
F. Ürün Doğrulaması
G. Birim (Ürün) Doğrulaması
H. Tam Kalite Güvencesi

CE İşaretinin Faydaları Nelerdir?

  • CE İşareti, ürünün sağlık ve güvenlik koşullarına uygun olduğunu gösterir.
  • CE İşareti, ticari açıdan ürünlerin bir ülkeden Avrupa Topluluğuna üye olan bir ülkeye serbest dolaşımının yolunu açar. Diğer bir deyişle, Yeni Yaklaşım Yönetmelikleri kapsamındaki bir ürünün, herhangi bir Avrupa Birliği ülkesine girebilmesi için üzerinde CE İşareti olması ve ürünün risk seviyesine göre CE Belgesi’ne sahip olması gereklidir. CE İşareti ve/veya Belgesi olması gerektiği halde olmayan ürünlerin, AB üyesi ülkelere ve mevzuatı kabul etmiş diğer ülkelere ihracatı mümkün değildir.
  • CE İşareti bir çeşit ürün pasaportu işlevini görür.
  • CE İşareti kalitenin başladığı seviyeyi gösterir.
  • CE İşareti Yeni Yaklaşım Direktifleri’ne uygunluğun bir göstergesidir.

CE İşaretini / Belgesini Kimler Kullanabilir?
Yukarıda belirtilen Yeni Yaklaşım Direktifleri’ne giren bütün ürünlerde ve bu ürünleri üreten bütün kuruluşlara uygulanabilir.

Türkiye’de CE İşareti Uygulaması
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği’ni tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 8.maddesi kapsamında AB’nin ticarette teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuatının da Türkiye tarafından iç yasal düzenlemelere dahil edilmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede, 15.1.1997 tarih ve 97/9196 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile topluluk teknik araçlarını uyumlaştıracak olan Türk Kamu Kuruluşları tespit edilmiştir.

Uyumlaştırma süreci devam ederken, benimsenecek teknik mevzuatın etkin bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli hukuki altyapının oluşturulmasını teminen 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” 11 Temmuz 2001 tarih ve 24459 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış ve 11 Ocak 2002 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Diğer yandan, bu Kanun’un uygulama usul ve esaslarını belirleyen yönetmeliklerden,

  • Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları ile Onaylanmış Kuruluşlara Dair Yönetmelik,
  • CE Uygunluk İşaretinin Ürüne İliştirilmesine ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik ve
  • Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimine Dair Yönetmelik 17 Ocak 2002 tarih ve 24643 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak, 11 Ocak 2002 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

4703 Sayılı Kanun ile bu Kanun’a istinaden yayınlanan yönetmeliklerin 11 Ocak 2002 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi, Türkiye’de “Yeni Yaklaşım Direktifleri” kapsamındaki ürünlere bu tarihten itibaren CE İşareti iliştirilmesinin zorunlu olacağı anlamına gelmemektedir. Bu ürünlere ilişkin AB direktifleri Türkiye’de ilgili kuruluşlar tarafından iç mevzuat haline getirilip yürürlüğe konmadan, “Yeni Yaklaşım Direktifleri” kapsamında olup, iç piyasaya arzedilen ürünlere Türkiye’de CE İşareti iliştirilmesinin zorunlu hale getirilmesi söz konusu değildir. Mevzuat uyumu tamamlandıktan sonra, bu işareti taşımayan ürünlerin iç piyasaya arz edilmesi mümkün olmayacaktır.

CE İşareti / Belgesi Nasıl Alınır?
Herhangi bir ürününe CE İşareti / Belgesi almak isteyen bir kuruluşun, öncelikle bu ürüne ilişkin bir teknik dosya hazırlaması gerekir. Teknik dosya, CE çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Firma ister riskli sınıfa girmeyen cihaz üretiyor ve dolayısıyla kendi CE İşareti vurma yetkisini kullanıyor olsun, ister riskli ürün üretiyor ve dolayısıyla ürünün yetkili bir kurum tarafından test edilmesi gerekiyor olsun, bir teknik dosya hazırlanır.

  • Düşük Riskli Ürünler: Üretici uygunluk değerlendirmesini yaptıktan sonra bir beyanname yayınlayarak; ürünün zorunlu güvenlik, sağlık, çevre ve tüketici koruma standartlarına uyduğunu belirtir. Bu beyannamenin normuna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir.
  • Yüksek Riskli Ürünler: Bu ürünler için üreticinin beyannamesi yeterli değildir. Bu durumda ürünlerin, mutlaka, onaylanmış kuruluşlar (notified body) tarafından test edilmesi gerekmektedir. Onaylanmış kuruluşun incelenmesi sonucunda üretici CE İşaretini ürününe koyabilir.

IATF 16949:2016 ile ISO TS 16949:2009 arasındaki değişikliklerin anlatılması ve yönetim sistemi standartları için oluşturulan, yeni yüksek seviye yapıyı açıklamak amacıyla tasarlanmıştır. Mevcut Kalite Yönetim Sisteminin gözden geçirilerek yeni standarda geçişinizi planlamayı ve standardın tüm maddelerine vakıf olunmasını amaçlamaktayız.

 

İÇERİK

  • IATF 16949 : 2016 Revizyon Süreci ve Geçiş Planı
  • Süreç Yapısı – Süreç Risk Analizi
  • Değişen – ek gelen – çıkartılan maddeler
  • Risk Tabanlı Düşünme, Ürün Güvenliği , Liderlik temelli üst yönetim modeli
  • ‘Katılımcıların ihtiyacı olan IATF 16949 sisteminin ihtiyacı olan IATF 16949 gerekliliklerinin saptanması-Eğitim sırasında Standart Maddeleri bazında belirlenecektir.

 

IATF 16949:2016 Standart maddelerinin yorumlanması:  

  1.  Kapsam
    2.    Normatif (Kural Koyucu) Referanslar
    3.    Terimler ve Tanımların izah edilmesi
    4.    Kurumun Mevcut Durumunun belirlenmesi
    5.    Liderlik Maddesinin izah edilmesi
    6.    Kalite Yönetim Sistemine Yönelik Planlama çalışmalarının belirlenmesi
    7.    Destek Maddesindeki çalışmaların ve ek çalışmaların anlatılması
    8.    Operasyon Maddesindeki çalışmaların ve ek çalışmaların anlatılması
    9.    Performans Değerlendirme Maddesindeki çalışmaların ve ek çalışmaların anlatılması
    10.  İyileştirme Maddesindeki çalışmaların ve ek çalışmaların anlatılması
    11.   IATF 16949:2016 Sanctioned Interpretations (SIs) – Temmuz 2021
    12.   Katılımcıların sorularının, teknik taleplerinin cevaplanması

 Katılımcılar: Yönetim, Kalite, Üretim, Arge, Proje, Mühendislik, Satınalma, Satış, Müşteri İlişkileri, Bakım ile ilgili teknik-orta-üst düzey yöneticiler.

  Materyali : IATF 16949 : 2016 Sunumu ve ISO 9001:2015 eğitim notu

 

Ara